eyalbuz
|
|
Konu-0 |
: %0 |
Mesaj-5 |
: %9 |
|
SAKARYA |
Erkek Yaş:77 |
Emekli |
|
|
(Bu sayfada, Sayın Mustafa Usta Kardeşimizin yine bir arkadaşımızdan alarak sunduğu birtakım imlâ kurallarını tashih ederek ve bazı ilâvelerle yeniden şair arkadaşlarımın görüşlerine sunmaktan mutluluk duymaktayım.)
İMLÂ KURALLARI
1. Nesir veya manzum (düz yazı veya şiir) yazı yazarken; nokta, virgül, noktalı virgül, ünlem, soru işareti gibi her işaretten sonra bir karakter boşluk bırakınız. Bu bir kuraldır. Hem okumayı kolaylaştırır hem de göze hoş görünür.
2. Düşüncenizi doğru ve anlaşılabilir bir şekilde ifade ediniz. Lüzumsuz kelime kullanmayınız. Özne, fiil ilişkisine dikkat ediniz.
Ne şöyleydi... Ne de böyle... denir ama...
Kararsız bir haldeydim, ne de hedefim vardı denmez.
Ne kesin bir kararım, ne de hedefim vardı… olabilir.
3. “dahi”, “bile” anlamına gelen –de ler, -da lar her zaman ayrı yazılır.
Ör: Valiz gitti, ceketim de gitti. İstersen şapkam da senin olsun.
Yangın büyüktü. Evler yandı, hayvanlar da yandı.
Bu –da lar bağlaçtır, müstakil kelime kabul edilirler. Sert sessizler kuralına uymazlar. Eklendikleri kelimenin sonundaki sessiz harfe göre –te veya –ta şekline dönüşmezler.
Hal eki olan –de ler bitişik yazılır. Gerekirse –te veya –ta ya dönüşürler.
Ör: Ağaçta kuş var. Evde ekmek yok. Çarşıda kavga var. Cepte metelik yok.
4- Türkçemizde 3 çeşit –ki vardır:
a) Bağlaç olan –ki (İki cümleciği birbirine bağlar.) Her zaman ayrı yazılır. Bu –ki leri cümleden çıkardığımızda cümlede ciddi bir bozulma olmaz.
Ör: Evden çıkıyordum ki telefon çaldı. Tam yatacaktım ki kapı çalındı. Gol geliyordu ki süre bitti.
b) Zamir olan –ki (İsmin yerini tutar, bitişik yazılır.)
Ör: Kitabımı evde unutmuşum, seninki yanında mı?
c) Sıfat yapan –ki ler. Bu ekler sıfat tamlaması kurar. Her zaman bitişik yazılır.
Ör: Sınıftaki öğrenciler. Tabaktaki elmalar.
5. Müstakil bir dize sonunda (ki buna azâde denir), bir beytin sonunda veya bir dörtlüğün sonunda ifadenin durumuna göre mutlaka nokta, ünlem işareti veya soru işaretinden birisi konur. Söz tam bitmemişse yan yana üç nokta konur.
6. Başkalarının sözleri tırnak içine alınır.
"Beni takip et!" demişti.
Hey Koca Yunus; “Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm” deyişin yok mu?
Yıllardır, “Çeşm-i insan tâ ezelden böyle çeşme görmemiş” diyen şairi arıyorum.
Yine bu konu ile ilgili olarak pek dikkat edilmeyen bir husus da şudur:
Bir eser adı, kitap adı, bir makalenin başlığı veya adı tırnak içinde baş harfleri büyük olarak yazılır. Bu önemli bir kuraldır.
Ör: Vaktiyle “Dünya Ormanları Tehlikede” başlıklı bir yazı okumuştum.
7. ile, ve, -ki, -ip, -erek, -ecek bağlaçlarından sonra virgül konmaz.
8. İkilemelerin arasına ve sonuna virgül konmaz.
Ör: Ağır ağır/ yeşil yeşil/ uzun uzun / tatlı tatlı / nakış nakış / yavaş yavaş
9. Soru eki olan –mi, -mu, -misin, -musun vb. ekler ayrı yazılır.
Ör: Gördün mü? Gidecek misin? Duruyor mu? Lütfen alır mısınız?
10. Şiirde her durak yerine virgül konulmaz. Duraklara ancak; anlam kaymalarını, yanlış anlamaları önlemek için, bir de vurguyu güçlendirmek için virgül konur. Hiç noktalama işareti konulmamış bir şiir kusurludur. Nokta ile virgülle istiflenmiş bir şiir de kusurludur. Her işaret, lüzumu kadar, yeteri kadar olmalıdır.
(Aşağıdaki noktalama örnek olarak verilmiştir.)
Yürüdüm ardı sıra, peşine takılarak
Seni gören her insan, hürmetle selâm verdi.
Hele biri vardı ki ileri atılarak:
"Es- Selâmü Aleyküm, Ya Rasulullah!" dedi.
O anı anlatamam!.. Ben nasıl bilemedim!?..
Bu kadar kör müydüm ki güneşi göremedim!?..
Ama şu bir gerçek ki ateşin yaktı beni!..
Kalbim meyletti o an, nefsim aldattı, beni.
11. Yıllar önce –ki eklerinden sonra virgül veya noktalı virgül konuyordu. Artık konmuyor. Çünkü o –ki ler bir bağlaçtır.
12. Şiirde gereksiz sözden, doldurma hecelerden sakınmak gerekir.
Ör: “Kalemim” demek yeterlidir. “Benim kalemim” demek gerekmez. Çünkü oradaki –im eki iyelik ekidir, zaten kalemin kime ait olduğunu gösteriyor.
Hele bir de çok bilmiş müteşairler var ki ne inciler döktürürler.
“Gel sevgilim, seninle ben, ikimiz birlikte, film seyretmeğe sinemaya gidelim.” Breh breh!!!
13. Ay, Güneş, Ülker, Zühal (Zühre/ Züleyhâ) vb. gök cisimlerinin isimleri coğrafya kitaplarında, atlaslarda, gök cisimlerini, yıldızları, gezegenleri, uzayı veya bunlarla ilgili konuları işleyen makalelerde, yazılarda büyük harfle yazılır. Bunun dışında şiir olsun, nesir olsun bu isimler her zaman küçük yazılır.
14. Makam, mansıp, unvan veya saygı ifade eden kelimeler tek başına küçük yazılır.
Ör: sayın, bay, hanımefendi, hacı, molla, müderris, hoca, üstad, hattat, şef, müdür vb.
Ancak bir makam isminin ve şahıs isminin yanında ise bu unvan isimleri de büyük yazılır.
Ör: Fazıl Hocam, Üstad Necip Fazıl, Molla Mehmet Nuri, Müderris Ömer Nasuhi Efendi, Gülnihal Hanımefendi, Bay Çakmaktaş, Hacı Arif Bey, Genel Müdür Sayın Faruk Bey vb…
15. Redif eklerde, uyak köklerde aranır. Redifle kafiye yapılmaz. Ancak hangi eklerin ek, hangi eklerin redif olduğunu iyi bilmek gerekir.
Ömrümüz vefa eder, sağlığımız elverirse bir sonraki dersimizde “Redif” konusunu açıklamağa çalışacağım inşa-Allah.
Herkese selâmlar, saygılar.
Ekrem Yalbuz
Facebook'ta paylaş
Sitemizde Bulunan Alıntı, Makale, Şiir vb. Bütün içerikler Tamamen bilgilendirme Amaçlıdır. Sitemiz Bu içeriklerden Hiç Bir Şekilde Kar Amacı Gütmemektedir.
Bu yazının Yayın İlkelerini İhlal ettiğini düşünüyorsanız,İletişim den Bize bildiriniz...
En Kısa Sürede Size cevap verilecektir.
Puan ver...
admin (SA),Toplam 1 üyemiz teşekkür etti
|