HalkSiir.Com Forum
  • * Yeni Şiir Ekle *


  • * Rastgele Şiir *


  • * TDK Sözlükler *





  • Türk Halk Şiiri Ve Şairleri

    Hecenin Adresi




    YAPRAKLAR KONUŞUYOR

    Şair  Şair :  Mecit Aktürk  |  Yorumlar 0 Yorum | Okunma 4508 Okunma | YEŞiM BEKTAŞ  |  Yazar Yazan: Eyvallah | 03 Şubat 2013 20:59:04

    Libas-ı ilâhîyi giydirip her fikire
    Girdim SIR kapısından, daldım bir tefekküre;

    Gâyesiz yaşar iken; canımdan bezmiş, bîzar
    Açıldı giz perdesi, çok şey oldu aşikâr;



    YAPRAKLAR KONUŞUYOR
     
    Bir sonbahar sabahı, gezintiye çıkmıştım
    Bu çileli dünyada, yaşamaktan bıkmıştım.

    Farkında olamadan, yolum varmış bir parka
    Yorulmuştum, oturdum, yakınımda bir banka.

    Cıvıl cıvıl kuş sesi, her tarafı sarmıştı
    Bulunduğum girdaptan, usulca çıkarmıştı.

    Birdenbire irkildim ağaçların sesinden
    Hışırdadı yapraklar, rüzgârın nefesinden.

    Kulak verdim; baktım ki, yapraklar konuşuyor
    Ağaçlar da Allah’ı zikirde yarışıyor.

    Diyorlardı; yokluktan, varlığa el uzattık
    "OL" emriyle süslendik, tabiata renk kattık.

    Dal, budak verdi bize, bizi her an besledi
    Rengârenk çiçeklerle, meyvelerle süsledi.

    Biz de topraktan geldik, toprağa gideceğiz
    Rabbim izin verirse, yeniden biteceğiz.

    Yaprak düştü birinden; belli ki ağlıyordu
    Kuşların sessizligi içimi dağlıyordu.

    Libas-ı ilâhîyi giydirip her fikire
    Girdim SIR kapısından, daldım bir tefekküre;

    Gâyesiz yaşar iken; canımdan bezmiş, bîzar
    Açıldı giz perdesi, çok şey oldu aşikâr;

    Bu âlemde ne varsa, zikrederken Allah’ı
    İnsanoğlu, maddede, aramakta ilâhı.

    Dile sermaye olmuş, dedikoduyla gıybet
    Ne büyük günah bunlar! Ne yazık ki hakikat.

    Yalan üstüne yalan, zinâ üstüne zinâ
    Dayanmaz bu zillete, çelikten olsa bina.

    Helâl bir lokma için kılı kırka yarmalı
    Yine de en sonunda bir âlime sormalı.

    Ne saygı var, ne sevgi; büyük, küçük bir âlem
    "Komşu" olmuş akraba, komşu ise; "elâlem"

    Nesiller yetişiyor, Yaradan'ı bilmeden
    Secdeye baş koymadan, rükûya eğilmeden.

    Bir evlat ki; ne haya, ne edep var, ne de ar
    Bir evlat ki, canavar; Allah’ı eder inkâr.

    Vicdansızsa bir evlat, ve dininden bîhaber
    Bağırır çok geçmeden; “Hey moruk, artık geber!”

    Gaflet sarmış her yanı, herkes zevk-ü safâda
    Bir de dert yanıyoruz, her çilede, cefâda.

    Türlü türlü nimetler; ye, iç, yat, kalk, yine ye
    Sanki geldik dünyaya; yemeye, eğlenmeye.

    Şeytan - nefis el ele, kalplere kurmuş pusu
    Ne ALLAH sevgisi var, ne cehennem korkusu.

    Böyle giderse, sonuç, elbet olmaz selâmet
    Yapılacak şey belli; tefekkür ve nedâmet!

    Davran! Mü'minim diyen; kaldır Kur-an´ı raftan
    Dön kıbleye! Secde et! Ayrılma doğru saftan.

    Ömür dediğin ne ki; bir solukta akıyor
    Hangi yöne kaçsan da, yol mezara çıkıyor!

    Her tik-tak ettiğinde, "ölüm var" diyor saat
    Bir ALLA'a kul olmak! Vazife bu, bu sanat.

    imansız gönüllere "koca dünya" dar olur
    Haddini bilen kula, Yaradan'ı yâr olur.

    Nedâmetle açılan riyâsız el boş dönmez
    Allah'ı anan kalpler, nurdan ışıktır, sönmez.

    Olmak istemiyorsan, mahşerde üryân, yoksul
    Yunus olman gerekmez, ol yeter ki Hakk’a kul!

    Emanet canın ile nereye kaçacaksın?
    Unutma! Sen de sana, bir tabut seçeceksin.

    Çürür tenler kabirde, düşen yaprak misali
    Mahşerde can üflenir, verilir eski hali.

    Kurulur mizân günü, tartılar, teraziler
    Filim şeridi gibi seyredilir maziler.

    Ne rüşvet geçer akçe; ne torpil, ne de hile
    Tövbe için çok geçtir, yalvarmaksa nafile.

    Öyle müthiş yerdir ki, "mahşer" derler oraya
    Er, ya da geç, kaçış yok! Gireceğiz sıraya.

    Gözler korku içinde, gördüğüne şaşacak
    Ağızlar mühürlenip, âzâlar konuşacak.

    Şehit ve peygamberler mahşerde mahzûn olmaz
    Cennet ehli kulların, yüzü sararıp solmaz.

    İnkârcılar... kâfirler...cehennem yolcusudur
    "Yokluk" bu yolcuların, tek ümîd, arzusudur.

    Sonu yok, arkası yok; yanar, tekrar yanarlar
    Beyhûde geçen ömrü eyvââh ile anarlar!

    Taş ile insan olur cehennemin ateşi
    Yakar teni kavurur ol mahşerin güneşi.

    Perişan gönüllerde, demini alır keder
    İşte o zaman bir DOST, "buradayım, korkma" der.

    Âlemlerin Resûl'ü bırakmaz ümmetini
    Secdeye durduğunda, HAKK bilir niyetini.

    Rabb'inden nidâ gelir! Kalk ayağa Habib'im!
    Güllerin efendisi! Ey Resûl'üm! Ey Nebim!

    Affettim; hatırına, ümmetin senin olsun
    Ne hüzünlensin kalbin, ne de gül yüzün solsun.

    Ey gafil, kendine gel! Zikret daim Allah’ı
    İnşaallah görürsün, sen de Cemâlullah´ı.

    "Ömür" denen sermayen; boşa harcamaktasın
    Uçurumdan düşmeye, çok yakın; ramaktasın!

    Kaptırmışsın kendini,şu dünyanın çarkına
    Ak düşmüş saçlarına, varmıyorsun farkına.

    İmtihan dünyası bu, görev vermiş bize Hakk
    Varsa bilmediğin şey; aç Kur-an'ı, O’na bak!

    Yaşamalı gönülden, bir de tebliğ etmeli
    İdrakine her asrın, İslam'ı söyletmeli.

    Çok engeller olsa da, azim ile aşmalı
    Gâye, Hakk'ın rızâsı; hedefe ulaşmalı.

    Tevekkülü bilenler etmez çileye hayret
    Sabreden için her dert, günahlara keffaret.

    Tamah etme fazlaya, kanaatte huzur bul
    Dünyanın çilesini sırtından atıp, doğrul!

    Okumayı bilene Kâinât yaprak yaprak
    Zirvelere çıksan da, girecegin yer toprak!

    Sanma ki bu âlemde bakî kalan bir kul var,
    Bu meydandan mahşere gidilecek tek yol var!

    Yaradana kul olmak! Bu olmalı tek gâye
    İmân ile son nefes: budur en büyük pâye!

    Gerisi hep hikâye; böyle diyor her mezar
    Bir gün bir taş üstünde senin de adın yazar!

    Ne mutlu! Kutlu yolun, yolcusu olanlara
    Acırım! Bu Hakk yolda, geride kalanlara.

    Allah yolunda ölen, gönüllerde diridir!
    İsyân ile ölene, akıbet zemherîdir!

    Ömrüm beyhûde geçip, hâlim olmadan harâb
    Uyandır bu gafletten, bağışla bizi Yâ Râb!

    Anladım, ömür geçmez, hayata darılarak
    Mutlu oldum böylece, İslâm’a sarılarak…

    Kurtuluş secdelerde, rükûlarda, kıyamda
    Ey derde düçâr insan! Bil ki huzur Islam'da

    Kıl beş vakit namazı, hayat bulmasın günah
    Şaşırıp da arama, kendine başka ilah!

    Okunuyordu ezan, kalktığımda ben banktan
    Ne büyük ibret aldım, düşen bir tek yapraktan.

    Ne Mutlu! Bu kıssadan, bir hisse alanlara
    Ne Mutlu! Bir Allah’a, secdede olanlara...

    Mecit AKTÜRK



    Mecit Aktürk Tüm Şiirleri

    Seslendiren :YEŞiM BEKTAŞ

    YAPRAKLAR KONUŞUYOR
    Seslendirmesini İndir



    * Şiirde gördüğünüz yazım hatalarını vs. düzeltmek için:
    Şiirin alt kısmında bulunan yorum yazma formundan Yorum yazınız...

    (c) Bu Şiirin her türlü telif hakkı Şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

    * Sitemizde bulunan şiirler,şairinden izin alınmadan
    ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

    Bu Şiiri Facebookta Paylaş:


    Facebook'ta paylaş
     | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

    Yorumlar


    Henüz Yorum Yazılmamış


    Yorum Yazın

    Yorum Yazma Formunda İP Kaydı Uygulanmaktadır.
    Güvenliğiniz İçin E Posta Adresiniz Gizlenmiştir.
    ( Yorumlar Görüntülenirken Meiliniz gizli kalacaktır )



    KalınİtalikAltçizgiliLink  




    Arama Arama


    En Son Eklenen

  • Devamı..
  • iSTATiSTiKLER

    122 Şair ismi altında, toplam 3687şiir bulunmaktadır.

    Bu şiirler toplam7549754 defa okunmuş ve 777 yorum yazılmıştır.

    ZİYÂRETÇİ: