Üye Olacağım  |  Şifremi Unuttum  |  Aktiv. Emailim Gelmedi Email : Şifre :
Türk Halk Şiiri Ve Şairleri... Türk Halk Şiiri Ve Şairleri...

*** Türk Halk Şiiri Ve Şairleri ***

Halksiir.com Anasayfa | Forum Anasayfa | Kategori Dökümü | Kurallar | Chat | Tavsiye Et | İletişim

*** Şiir Bölümü Ve Şair Sayfaları ***


Forumda Kelime Ara :
Forum Diz :
Forum Hızlı Menu :
Forum >> GENEL BÖLÜM >> Genel Gündem ve Güncel Haberler..

Konu Okunuyor
Moderatör yok Bu kategorideki ziy.sayısı1 kişi aktif Bu konu kapatıldı cevap yazılamaz Bu kategoride yeni konu açacağım
13 Haziran 2013 Perşembe Okunma :Bugün 1 Toplam 4813 Bu konu kapatıldı cevap yazılamaz
admin (SA)
Konu-126 : %30
Mesaj-5 : %9
admin
İSTANBUL
Erkek Yaş:52
Yazar
Teşekkür Et İçeriğe puan ver Üyeye mesaj gönder Konuyu arkadaşına öner Üyenin tüm kayıtları

Konu Okunuyor Vatan sevgisi... Toplam Puan:5
1 kişi oyladı Ort.(5)
#216Alt

Vatan sevgisi...

Evet, ortama bakıldığında herkes bu vatanı seviyor.
Kim az seviyor, kim çok seviyor, ya da hiç mi sevmiyor ölçme şansımız yok.
Vatanını, ülkesini sevmek nedir?
En çok sevdiğim ve her fırsatta dile getirdiğim şey düşünmektir.
Düşünmek bir çok olayı çözer ve bir çok kişiyi uçurumun başından alır. Öyle ki bir adım sonrasında uçurumun dibinde olacağını düşünen kişi o adımı atmaz ve uçuruma da düşmemiş olur.
Düşününce ülkeyi sevmek ne demek ve ülkenin nasıl sevileceği de ortaya çıkıyor. Birilerinin maşası olarak memleketin ilerlemesine balta vurmak, ya da balta vurmaya çalışmakla da memleket sevgisi olur mu siz düşünün artık.
Daha elli altmış yıl öncesi olmayan, ya da savaşlardan yenik ve batık çıkan devletlerin teknolojileriyle bizim memleketin teknolojisini yan yana koyalım ve düşünelim? Acaba ne kadar bu ülkeyi sevmişiz ve ne kadar ülkeye hizmet etmişiz?
Türkiye Cumhuriyeti olarak her bir adım ilerleyişimizde, içimizden bir grup çıkmış ve durdurmuştur. Herhangi bir düzgün giden dönemlerde bir takım grupların olaylarıyla ve dış güçlerin kışkırtmalarıyla hükümetler düşürülmüş, demokrasiler sekteye uğratılmış ve bir takım kişilerin ceplerine paralar aktarılmıştır. Son örneklerden biri de 28 şubat olaylarıydı.
Daha en başından ülkenin gidiş yönünü ilerlemeye çeviren Erbakan hükümeti düşürülmüş ve yerine bir takım kukla hükümetler getirilerek 2001 krizine kadar süreç ( memleketi batırma süreci) devam ettirilmiş ve nihayetinde krizle birlikte memleket en az otuz yıl geriye gitmiş, merkez bankalarındaki dolarlar birilerinin cebine aktarılmış ve yaşanan kriz ile birlikte de servetine servet katmışlardır. Bir çok bankalar da krizle birlikte batmış ve devletin sırtına yüklenen toplam maliyet yüz milyarlarca doları bulmuştur. Yani 28 şubat dönemiyle başlatılan süreç 2001 kriziyle birlikte amacına ulaşmıştır. Gelelim son yaşanan olaylara, gezi parkı ya da taksim hangi isimle olursa olsun…
Memleket, Ak parti, kurulup da, iktidara geldi geleli sıkıntıdaydı. (!) Yani hem de bu sıkıntı öyle yenilir yutulur cinsten de değildi. 2001 krizinde o kadar büyük bir batağa saplanmış ülke, yavaş yavaş bataktan çıkıyor ve her geçen günde de ilerlemeye devam ediyordu. Bu sıkıntılı(!) dönem atlatılmalıydı ve derhal Ak parti ye birşeyler yapılmalıydı. Daha ilk günlerden başlamışlardı Ak parti düşmanlığına… Ama halk da uyanıyor, eskisi gibi yalanlara ve oyunlara kanmıyordu… Son yapılan seçimde %50 ye yükselen halk desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarının ve içerideki halkın kanını emenlerin sıkıntısı da iyiden iyiye artmış ve hat safhaya ulaşmıştı. Yıllardan beri kurulan bir çark durdurulmuş veya yavaşlatılmış, eskisi gibi krizler yaşanmıyor, faizler düşmüş, devletler küçülmeye giderken, Türkiye büyüyor. Batı ve içerideki iş birlikçilerinin bundan büyük sıkıntısı olur mu? Üstelik birde, İsrail ile yaşanan gerilimlerden sonra orta doğu ülkelerinde halkın Erdoğan sevgisi de yükselişteydi. Bu sevgiyi durdurmak, Erdoğan’ın imajını zedelemek için, bir çok ülke, suriye olaylarında Esed'e karşıymış gibi görünseler de, perde gerisinden Esed’in gitmesini de istemiyorlardı.
Öyle olmuştu ki artık, halkın gözlerine baka baka, yıllarca ''İran’a döneceğiz, iran gibi olacağız'' gibi sözlerle millete korku salmaya çalışan bir zihniyet, bu dönemde iran ile kol kola gelmiş ve aynı safta Esed'i destekler durumundaydı. ( Bu zihniyetin içinde ne kadar Ak parti düşmanı varsa yer almaya başladı ve neredeyse yasa dışı örgütlerle bile kol kola girer hale geldiler.) Aslında göz önünde düşman gibi görünen İran, İsrail, ABD, Suriye yönetimi gibi bir çok ülke de perde gerisinde birbirlerine göz kırpıyor ve şu anki durumlarının aslında birbirlerine daha yakın olduğunu biliyorlardı… Hatta ve hatta Türkiye’deki muhalefeti bile İran ve Suriye müttefiki ile aynı safta buluşturuyordu bu durum… ( Bunların bir birine dost olmalarının sebeplerini de ayrıca tartışmak lazım. Ak partiye düşman olunca, düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı da olabilir veya başka sebepleri de.) Aslında ne Suriye ne de başka bir devlet bunların derdi. Ortada bir tek tehlike vardı o da Türkiye… Bu tehlikeyi de ancak muhalif zihniyet önleyebilir; tıpkı merhum Necip Fazıl’ın 1960 lı yıllarda söylediği bir sözle işaret ettiği bir konu vardı ki, bu güne de tam uyuyor:
''Bizim ülkemizde ki muhalefet ( o anki chp ve bu günkü zihniyet yine chp ) hükümeti düşürmek için gerekirse ülkeyi bile düşürmeyi göze alır.'' Gerçekten de bir vatandaş olarak olayları izledikçe ne kadar doğru bir tespit olduğunu görmüş olduk… Ve Türkiye’deki sıkıntının(!) Buraya dikkatinizi çekiyorum ve özellikle iyi düşünmenizi istiyorum. Sıkıntı elbette ilerleme ve büyüme sıkıntısı… Yoksa Türkiye sevdalısı bir vatandaşa bu olaylar sıkıntıdan çok sevindirici bir olaydır… Neydi o sıkıntılar, Türkiye’ nin ilerlemesi. Bir çok batılı ülkeler krizlerle boğuşurken, Türkiye bundan etkilenmiyor ve üstüne üslük bir çok yeni yeni projelerle büyümeye devam ediyor du. Üstelik son taksit ödemesiyle de İMF ye borç sıfırlanmış, peşinden dünyada birinci olacak bir boğaz köprüsünün, hem de haçlı zihniyetinin en sevmediği bir günde, İstanbul’un fetih gününde temeli atılmıştı. Aynı gün Yunan halkı fetih gününü protesto ederken İstanbul’da da kıpırdanmalar oluyordu. Neymiş köprünün adı , Yavuz Sultan Selim’ miş. Bak bak bak… Sanki Ahmet, Mehmet olunca farklı olacaktı? Şunu iyi bilin ki hangi isim konursa konsun bir bahanesi bulunacak ve aynı kıpırdanmalar başlayacaktı… Sıkıntı isim sıkıntısı değildi, sıkıntı büyük projelerdi . Halk bunun ne olduğunu artık öğrendiği için ve her adım atışta olayların başlayacağını da iyi biliyor. Taksim de, daha çok olmadı 1 mayıs ta ateşlemeye çalışmışlardı fitili. Bir takım grupların ( Benim aklımın erdiği günden bu yana her fırsatta karmaşa çıkarmaya çalışan) bir takım sendikaların, 1 mayıs ı taksimde kutlama ısrarı bu yüzden di. İnşaat alanı olmasına rağmen, kutlamaya müsait olmamasına rağmen Taksim ısrarı… O gün sürdürülemeyen olaylar, gezi parkı bahanesiyle hortladı…
Yani oyun üstüne oyun oynayanlar, birinde tutturamaz ise, farklı yollar deneyerek mutlaka bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yoksa Ak partinin 13 ağacı sökmesi mi mesele? İstanbul’un hangi semtine giderseniz gidin ( özellikle geçtiğim her sokağa dikkat ediyorum) sokaklarda parklarda ve çevre düzenlemesi yapılan her yerde mutlaka ağaçlandırma yapıldığını göreceksiniz. Dikilen o kadar ağacı görmezden gelirken, 13 tane ağaç sökülmüş!...
Peki bu olayları başlatarak, yollarda yaptığınız taşkınlıklarda kaç tane dikilmiş ağaç fidanının kırılmasına sebep oldunuz, ne kadar yeşilliği tahrip ettiniz hiç düşündünüz mü?
Ya zarar verdiğiniz onca devlet malı, kaldırımlar, halkın bindiği otobüsler yine halkın kullandığı otobüs durakları… Yani bu memleketi seviyorsunuz öyle mi? Memleketin her bir ferdinin verdiği vergilerle ödenecek olan o zararları açarak memleketi seviyorsunuz? Mesele ağaç meselesi değil diyorlar ya, evet mesele neymiş: onu da hükümete sunulan isteklerden öğrendik… ‘’3. Köprüden vaz geçilecek, 3. Hava Alanı yapılmayacak, Kanal İstanbul projesi iptal edilecek, elektrik santralleri yapılmayacak vs. vs. Şimdi öğrendin mi meselenin ne olduğunu? Mesele Türkiye’nin büyüme meselesi, mesele dışa bağımlılığın azalması meselesi. Bu olaylar ın perde gerisinde de kimlerin olduğunu ya da kimlerin var olabileceğini artık yıllardan beri oynanan oyunları çöze çöze öğrendik. Maalesef çözemeyen bir kesim var ama o kesimi de ben çözemedim . Ya düşmanlarla birlikteler, yalandan vatan sevdalısı görünüyorlar, ya gerçekten bu olayları çözemeyecek kadar düşünme zahmetinde bulunmuyorlar veya da, düşmanımın düşmanı benim dostumdur mantığıyla hareket ediyorlar… Bu hareket ülkeyi zarara uğratma pahasına da olsa. Şimdi başa dönelim ve ülkeyi sevmek nedir diye soralım?
Ülkeyi sevmek; ideolojik saplantılarla ülkeyi bir noktaya çivilemek midir, yoksa ülkede bir şeyler üretmek, çalışmak, hizmet etmek midir? Teknolojide yaya kalmak, Türkiye adına hiçbir teknolojik gelişme sağlayamamak mıdır ülkeyi sevmek? Üniversitelerde yıllarca başörtüsüyle uğraşmak için ayrılan zaman, bilime ayrılmış olsaydı ve bilim ve teknoloji alanında bir ilerleme kaydedilseydi ben o zaman vatan sevgisi derdim. Vatan sevgisi, bu vatan üzerinde oynanan oyunlara her defasında destek vermekle de olmaz. Düşünüyorum da bir türlü cevabını da bulamıyorum. Bu ülkeyi seviyor ve koruyor görünüp de, bu ülkeye bunca kötülüğü yapanlar kimlerdir? Bu ülkenin evladı, bu ülkeye bunca kötülüğü yapamaz ve yapmaz da. Yapmaya kalkışsa bile vicdanı onu serbest bırakmaz.
Evet, iş yine kendi beynimize kalıyor. Sürekli tekrar etmekten bıkmamamız gerekeni yine tekrarlıyorum. '' Düşünmek'' Düşünmeli çok çok düşünmeli... Önce ölümü düşünüp kendimiz oyunlara kalkışmamalıyız ve ardından da dost gibi görünen düşmanlarımızı düşünmeliyiz. Düşünmeliyiz ki bizi kullanmak isteyenleri ve bizleri sürekli oyuncak haline getirip oynayanların derslerini verebilelim...
Selam ve saygılarımla...
Halkın Şairi M. Usta

Facebook'ta paylaş




Sitemizde Bulunan Alıntı, Makale, Şiir vb. Bütün içerikler Tamamen bilgilendirme Amaçlıdır. Sitemiz Bu içeriklerden Hiç Bir Şekilde Kar Amacı Gütmemektedir. Bu yazının Yayın İlkelerini İhlal ettiğini düşünüyorsanız,İletişim den Bize bildiriniz... En Kısa Sürede Size cevap verilecektir.


13 Aralık 2017 Çarşamba 22:50:47 tarihinde admin tarafından düzenlendi

İçeriğe puan verPuan ver...


Cevap yazılmadı
Konuya mesaj yazılamaz Bu konu kapatıldı cevap yazamazsınız
*
 

Bazı istatistiksel değerler 30 dakikada bir güncellenmektedir.Güncellenmeye 23 dakika kaldı.
 Derece  Konu  Mesaj  Aldığı Teşekkür
Mehmetaluc
Admin (SA)
Halkin_sairi (SA)
Canbaba
Yaren
Mehmetaluc  %50
Admin (SA)  %30
Canbaba  %3
Yaren  %2
Mavi  %2
Mehmetaluc  %20
Halkin_sairi (SA)  %14
Admin (SA)  %9
Cakir  %9
Eyalbuz  %9
İslamehli 2
Eyalbuz 2
Halkin_sairi (SA) 2
Osman7159 1
Seraphoca 1
 Bu Gün Online Olanlar  En Yeni Üyeler  Doğum Günü Olanlar
Birfani , Arslan53 , Nbterzi , Vaysal , Cooker19 , Seopak , Behlul , Durmus , Haydar , Mavi , Halife , Kemaldoganay , Beyza , Sairmahmutbaki , Halisi ,
Bugün doğan üyemiz yok
Semboller Aktif Konular & Son Konular Rastgele On Şiir Diğer İstatistikler
Yeni Konu açamazsınızYeni konu Açamazsınız
Konu Açabilirsiniz Yeni konu açabilirsiniz.
Cevap yazabilirsiniz Konuya cevap yazabilirsiniz.
Konuya mesaj yazılamaz Konu kapalı konuya cevap yazamazsınız.
(M) Moderatör
(A) Admin
(SA) Son Admin
Yalanlara Kanma Reklama Aldanma...
Yalanlara Kanma Reklama Aldanma...
Algılara Yenilmeyin....
Zavallı Müslüman...
Filistin Cephesi...
Dubai Masası & Operasyon Merkezi
Sakın Tökezlemeyin...
Atışmaya Davet
Siyonizm'in Ortadoğu'daki Hedefi
Siyonizmin Oyunları...
ÜÇ MADDELİ HADİSİ ŞERİFLER...
Berat Gecesinde Affedilmeyecek İnsanlar
Sakın Öldük Zannetmen...
SENDE Mİ ONDA MI VİRÜS BENDE Mİ
Osmanlı'nın Yıkılmasına Kapı Aralayan Filistin Ve Suriye Cephesinde Ne oldu?
...

...

...

...

...

...

...

...

...

...
Ana kategori :9
Alt Kategori :27
Toplam Konu :418
Toplam Cevap :55
Online Üye :0
Misafir :16
Toplam Online :16
En Çok Okunan Konular Cevap Alan Konular En Çok Puan Alan Konular Bu Gün Çok Okunan Konular
Hacı Taşan - Hayatı ve Bir Türkü ( Bu gün ayın ışığı...) Dinle...
Ekrem Çelebi - Hayatı ve Bir Türkü ( Olmazmıydı... ) Dinle...
Refik Başaran... (Hayatı ve Dam Başında Sarı Çiçek Dinle)
Develi Musıki Hayatına Genel Bir Bakış ve Develi Türküleri
Şiirde Kafiye Ve Redif Bilgileri...
Yıldıray Çınar - Hayatı ve Bir Türkü ( Bölemedim felek ile kozumu) Dinle...
Ümit Tokcan - Hayatı ve Bir Türkü ( Üryan geldim yine üryan giderim) Dinle...
Fon Müzikleri
3.Hece Şiir Değerlendirme Yorumları...
İmlâ Kuralları
Halk Şiirinde Hece Ve Aruz Türleri...
İmlâ Kuralları
Gözlerin... (sesli, görüntülü şiir)
Topla göçümüzü gidelim gönül...(sesli, görüntülü şiir)
Biriyiz...
Aşık Reyhani Hayatı ve Örnek Şiirleri...
Aşık Veysel Şatıroğlu Şiirlerinden Örnekler...
Şiirde Kafiye Ve Redif Bilgileri...
Ümit Tokcan - Hayatı ve Bir Türkü ( Üryan geldim yine üryan giderim) Dinle...
SERAP HOCA- UNUTMA BENİ
Rıfat ARAZ Şair-yazar (Biyografisi ve şiirlerinden örnekler...)
Dedim - Dedi Şiiri ( Seslendirme: Mustafa Zorla )
Ölme Dost!
Mustafa USTA'nın Seslendirilmiş şiirleri...
Yazık Olsun (Ayşe Yıldız )
Bu Akşam... (Video Klip Seslendiren: A..Zade)
Biriyiz...
Topla göçümüzü gidelim gönül...(sesli, görüntülü şiir)
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır.(Aşık Veysel) Şiir ve Sesli Türküsü
Ümit Tokcan - Hayatı ve Bir Türkü ( Üryan geldim yine üryan giderim) Dinle...
TÜRKİYE NİN ÜZERİNDE BÜYÜK OYUNLAR OYNANIYOR...
Taş masa ( 2 ) ( Sesli Şiir, Makberi Ahmet Akkoyun )
Sanat müzüği...
Sokaklarımız Sürgünlük Vefasızlık Kokuyor
Ecdadımız
İran' da yakılmak istenen ateşin nihai hedefi Türkiye’ dir.
Makberî Ahmet Akkoyun Şiirden Şuura Proğramı 2
ABD ve AB kahpeliği
GARİP
PEYGAMBER EFENDİMİZİN ÇOCUKLUK DEVRİ

https://www.halksiir.com/forum | halksiir@halksiir.com
Halksiir.com © 2007 - 2024 Tüm Hakları Saklıdır.
Bu Şairi Okudunuz mu:
Mehmet Aluç


Forum Bölümü İstatistik :
Aktif Ziyaretçi:3 Online Üye:0 Üye Sayımız:225 Onay Bekleyen:0 Bugün Tekil:103 Bugün Çoğul:499 Toplam Tekil:496314 Toplam Çoğul:2209165 İp No: 52.90.211.141

Efkan Forum V.5.0 © 2005-2007 Tasarım Kodlama Efkan Ay